Gelen rivâyete göre, müşârün-ileyh demiştir ki: amucam Enes İbn-i Nadr radiya`llahu anh Bedir harbinden uzakta bulunmuştu da: yâ Resûla`llah! Müşriklerle muhâbere ettiğin ilk gazâdan uzakta bulundum. Eğer Allah beni müşriklerle harb (meydanı) nda hazır bulundurursa, oynayacağım (kahramanlık) oyunlarını Allah muhakkak (herkese) gösterecektir, demişti. Uhud günü hulûl edip de müslümanlar münhezim olunca İbn-i Nadr: - Yâ Rab! Şunların yâni müslümanların irtikâb ettikleri bozgunculuktan dolayı Sana i`tizâr ederim. Şunların da yâni müşriklerin de (Resûlullah`a karşı) irtikâb ettikleri cinâyetten Sana ilticâ eylerim, dedi. Sonra (müşriklere doğru) ilerledi. Bu sırada İbn-i Nadr`a Sa`d İbn-i Muâz rast geldi. Ona da: - Ey Sa`d İbn-i Muâz; Cennet istiyorum!. Ve Nadr`ın Rabbına yemîn ederim ki: ben Cennet`in kokusunu Uhud`da buluyorum, dedi. Sa`d İbn-i Muâz (İbn-i Nadr`ın şehâdet menkabelerini hulâsa ederek Resûl-i Ekrem`e): - Yâ Resûla`llah! (İbn-i Nadr düşmanlara karşı öyle cihad etti ki) ben onun gösterdiği hârikalar (ı tasvîr) e muktedir değilim, dedi. Enes İbn-i Mâlik (Sa`d İbn-i Muâz`ı te`yîd ederek) demiştir ki: biz İbn-i Nadr`ı şehîd olarak bulduğumuzda onun bedeninde kılıç darbesi, mızrak vurması ve okla musâb olarak seksen bu kadar yara bulduk. Müşrikler bu mücâhide (burnunu, kulaklarını ve sâir a`zâsını birer birer kesmek sûretiyle) o kadar işkence etmişlerdi ki, bu (azîz) şehîdi hiç bir kimse tanıyamadı da yalnız kız kardeşi (halam) parmaklarının uciyle tanıyabildi. (Yine) Enes İbn-i Mâlik demiştir ki, zannedersem şu: âyeti sonuna kadar Enes İbn-i Nadr ile benzerleri hakkında nâzil olmuştur. Yine Enes İbn-i Mâlik demiştir ki: İbn-i Nadr`ın kız kardeşi -ki o, Rübeyyi` adiyle anılır. (Bir kere)- bir kadının ön dişlerini kırmıştı da (onlar diyetini istemişlerdi, İbn-i Nadr da afivleini dilemişti). Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de kısas ile emretmişti. Bunun üzerine Enes İbn-i Nadr dedi ki: - Yâ Resûla`llah! Seni hak ile (müeyyed) peygamber gönderen Allah`a yemîn ederim, (ve Allah`ın inâyetinden umarak derim ki:) Rübeyyi`in dişi kırılmaz!. Hakîkaten da`vâcılar en sonu diyete râzı olup kısası bıraktılar. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Allah`ın kullarından öyle bir kişi vardır ki, o, Allah`a yemîn etse, muhakkak Allah onun yemînini yerine getiririr, buyurdu.