Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Altun, gümüş, libas kulu olan kimseler sürünsün, kahrolsun! Böyle (menfaat düşkünü) kişiye (işlediği hayrın bedeli Allah tarafından) verilirse memnûn olur, verilmezse (Allah`ın takdîrine) de kızar; böyle (menfaat düşkünü) sürünsün, husrâna yuvarlansın!. Vücûduna diken batsın da cımbızla çıkaran bulunmasın! Bunun için Cennet, her hayır ve saâdet, şol kula lâyıktır ki, o, Allah yolunda cihâd için atının dizginine sarılmıştır. O mücâhidin başı (nın saçı) perîşandır, iki ayağı toz içindedir. Eğer bu gazî (pişdâr olarak) ileri karakolda düşman beklemekte ise, o, dâimâ orada tam mânâsiyle düşman bekler. Askerin gerisinde (dümdâr olarak) vazîfede ise, orada en metin nöbetçilik eder. (Bu vazîfelerini Allah için samimiyetle gören) o kahraman, bir meclise girmek için izin isterse (küçük görülüp) izin verilmez. Bir hususta şefâat edecek olursa, şefâati kabûl edilmez. (Fakat onun mevkii Allah yanında büyüktür, onun her dileğini Allah kabûl eder).