Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in (bir rivâyete göre Bedir günü) küçük ve toparlak bir çadır içinde: - Yâ Rab! (Peygamberlerine yardım edeceğin hakkındaki) ahdini ve (zafer) va`dini (yerine getirmeği) Sen`den isterim. Allah`ım! Eğer (mü`minlerin helâkini) dileyorsan bu günden sonra Sana ibâdet eden bulunmayacaktır. (Resûlullah ellerini yukarı kaldırarak bu duâsına arkasından rıdâsı düşünceye kadar devâm etmiştir. Ebû Bekr rıdâsını alıp omuzlarına koymuş ve arkasında beklemiştir. Nihâyet) Ebû Bekr Resûlullah`ın elini tutarak: - Bu kadar dilek yetişir yâ Resûla`llah!. Rabb`ına karşı duâda ısrâr buyurdun. (Allah, sana va`dettiği zaferi yakında verecektir) dedi. Bu sırada Resûlullah bir zırh içinde idi. Bu duâdan sonra Resûlullah şu (meâldeki) âyetleri okuyarak çadırdan çıktı: - Her halde (Bedir`deki) bu topluluk yakında hezîmete uğratılacak ve onlar, (Kureyş) arkalarına dönüp gideceler. Belki (bu gidişin müntehâsı) azablarının vaad olunduğu saattir ki, o saat (in azâbı), daha büyük bir belâdır. Ve daha acıdır.