Rivâyete göre, müşârün-ileyh demiştir ki: ben bir kere Alî radiya`llahu anh`e: - (Ey Ehl-i Beyt`in ulusu!) Allah Kitâbında bulunandan başka yanınızda (yazılı olarak) vahiy (esrârın) dan (başkasının bilmediği ve yalnız senin bildiğin) bir şey var mıdır? diye sordum. Alî: - Hayır yoktur. Tâneyi (toprak içinde) yaran, ve insanı yaratan Allah`a yemîn ederim ki, benim (husûsî ve yazılı olarak) bildiğim bir şey yoktur; ancak bildiğim bir şey varsa o da Allah`ın, kişiye Kur`an`daki hükümleri anlamak kabiliyetini vermesidir; bir de (kılıcının kınından çıkardığı bir sahifeye işâret ederek): şu sahifede (yazılı) olan hükümlerdir, dedi. Ben: - Bu sahifedeki hükümler nedir? diye sordum. Alî: - Bu sahifede maktûlün diyeti ve kanı pahası, esîrin halâsı, kâfire bedel bir müslümanın katli câiz olmadığı (hakkında hükümler var) dır, dedi.