Rivâyet olunduğuna göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İbrâhîm aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm yalnız üç def`a, bundan ikisi (kendisine âit bir sebeple değil, münhasıran) (te`vîl ile ve başka ma`nâya çevirerek) yalan söylemiştir. Azîz ve Celîl olan Allah`ın zâtı ve rızâsı için: birisi (putperestlere): hakîkaten ben hastayım! demesi, öbürüsü de: belki putların şu büyüğü bu işi işlemiştir! demesi. Resûlullah (üçüncüsü için de şöyle) demiştir: İbrâhîm günün birinde (bir kadın güzeli olan zevcesi) Sâre ile berâber ansızın Cebâbîre`den azılı bir zâlim (olan Mısır veya Erdün melîkinin bulunduğu şehr) e uğrayıvermişti. (Adamları tarafından) Melîk`e: Şehre müsâfir bir kişi gelmiştir. Berâberinde insanların en güzeli bir kadın vardır! diye haber verildi. Zâlim Melîk İbrâhîm`e haber gönderdi. Geldiğinde Sâre`den bahsederek: - Bu kadın kimdir? diye sordu. Hazret-i İbrâhîm: - (Din cihetinden) kız kardeşim, dedi. Sonra İbrâhîm Sâre`nin yanına geldi... Buhârî hadîsin alt tarafını da rivâyet etmiştir ki (uzunca bir metn ile) yukarıda geçti. Ümm-i Şüreyk hadîsinde Resûlullah`ın zehirli alaca kelerin öldürülmesini emrettiği yukarıda geçmişti. Buradaki rivâyette: kelerin İbrâhîm aleyhi`s-selâm`ın ateşini üflediğini ziyâde etmiştir.