Rivâyette müşârün-ileyh demiştir ki: hayır, vallahi Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Îsâ kırmızı (çehrelidir) demedi. Lâkin o, şöyle dedi: Ben bir kere uyumuştum. (Rü`yamda) Kâ`be`yi tavâf ediyordum. O sırada esmer, salıverilmiş düz saçlı bir kişi gördüm. İki kişi arasında onlara dayanarak ve iki tarafa bocala (yarak tavâf edi) yordu. Başı (nın saçı) su döküyordu. Yâhut su akıtıyordu. (Orada bulunanlara:) Bu kimdir? diye sordum. Meryem-oğlu, dediler. Ona iltifat etmek üzere ilerlediğim sırada bir de kırmızı yüzlü, uzun boylu; başı kıvırcık saçlı; sağ gözü sakat, börtlek; sanki salkımındaki emsâlinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tânesi. (Orada bulunanlara:) bu kimdir? diye sordum. Deccal`dır, dediler. Ona benzemek cihetiyle halkın en yakın olanı İbn-i Katan`dır.