Biri gelip ravi`ye: "Görüyorum, Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) dan rükn (-i Hacer-i) Esved ile rükn-i Yemânî`den başkasına el sürmüyorsun. Görüyorum, tabaklanmış (deriden ma`mûl) na`leyn giyiyorsun. Görüyorum sarı boya kullanıyorsun. Bir de görüyorum, Mekke`de bulunduğun zaman halk, hilâl (-i Zi`l-Hicce) i görür görmez ihlâle (yâni yevm-i Arefeden evvelki gün) girmedikce ihlâle başlamıyorsun." demiş. O da cevâben demiş ki. "Erkân (-ı Beyt-i Muazzam) a gelince, ben Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Hacer-i Esved ile rükn-i Yemânîden başkasına messettiğini görmedim. Tabaklanmış (deriden ma`mûl) na`leyne gelince ben, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in üzeri kılsız (deriden ma`mûl) na`leyn giyip (ayağı) içinde (iken) abdest aldığını görüdüm. Onun için ben onları giymeyi severim. Sarı boyaya gelince Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sarı boya ile (elbîsesini veya Lihye-i Mübârekesini) boyadığını gördüm. Ben de onun için o boya ile boyamayı severim. İhlâle gelince Resûlû`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in hayvanı (hareket için) müheyyâ olmadıkça ihlâl buyurduğunu görmedim."