Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Biz, (Müreysî` seferinde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gazâ etmiştik. Muhâcirlerden birtakım kimseler de toplanmış, Resûlullah ile berâber sefer etmişti. Hattâ Muhâcirler (Ensâr`dan) çoğaldı. Muhâcirlerden şakacı birisi de vardı. Ensar`dan birisinin kıçına (şaka olarak) vurmuştu. Ensârî aşırı derecede hiddetlenmişti. Nihâyet (kavga başladı) iki taraf da kabîlelerini imdâda çağırdılar: Ensar`dan olan kimse: Ey Medîneliler, imdâdıma koşunuz! diye feryâd etti. Muhâcir şakacı da: Ey Muhâcirler, imdâdıma geliniz! diye seslendi. Bu sesler üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem çıktı ve: -Câhiliyet halkının çığlığiyle feryattan maksat nedir? buyurdu. Sonra da: - Onlara ne olmuş (ki, İslâm âdetini bırakıyorlar), neden câhiliyet âdetiyle sesleniyorlar? diye sordu. Bir Muhâcirin Ensâr`dan birisine şaka ile vurduğu bildirildi. -Râvî der ki:- Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Şu câhiliyet çığlığını bırakınız!. Soyunu çağırmak (onunla hak kazanmak) ne kötü şeydir? buyurdu. (Münâfıkların reîsi olan) Abdullah İbn-i Übey İbn-i Selûl de: - Vay, şunlar bizim Medîne halkı üzerine Muhâcirleri ayaklandırmak mı istiyorlar?. Hele biz bir kere Medîne`ye dönüp varalım; bizim en azîzimiz (gûyâ kendisi) onlardan en zelîl olanı (gûyâ Peygamber`i) elbette ve muhakka sûrette (Medîne`den) çıkaracaktır, dedi. Bunun üzerine Ömer, İbn-i Übey için: - Ey Allah`ın Peygamberi! Şimdi ben şu habîsi gebertmez miyim? dedi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de: - (Bırak şunu!) Halk, Muhammed, Ashâb`ını öldürmeğe başladı, diye dedi-kodu etmesin! buyurdu.