Rivâyete göre şöyle demiştir: Bir kere Hadîce`nin hemşîresi Hâle Bint-i Huveylid (Medîne`ye gelip) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna girmek için izin dilemişti. Resûlullah (iki hemşîrenin seslerindek benzeyişle) Hadîce`nin (vaktiyle) istîzânını hatırlayarak hâl-i tegayyür etti ve: Allah`ım, istîzân edeni Hâle kıl! diye duâ etti. Âişe der ki: Artık kıskandım da (Hadîce`yi kasdederek): - Yâ Resûla`llah! (İhtiyarlıktan) ağzının (dişlerini dökülüp) iki tarafında diş etlerinin kızartısından başka bir beyazlık kalmıyan ve zamânın (tekallübâtı) içinde ölen ihtiyar Kureyş kadınlarından bir kocakarının nesini anarsın?. Allah onun yerine sana, ondan daha hayırlısını vermiştir! diye Resûlullah`ı karşıladım.