Rivâyete göre -ki, müşârün-ileyh Mikdâd, Zühre oğullarının andlaşmış dostu idi ve Bedir`de hazır bulunan Ashâb`dandı- şöyle demiştir: Ben bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - Yâ Resûla`llah! Şöyle bir mes`ele hakkında ne buyurulur? Ben kâfirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam da, o, benim iki elimden birisini kılıciyle vurup koparsa, sonra benden kaçıp bir ağaca ilticâ etse de: Ben Allah için müslümân oldum:... dese, ben onu tevhîd kelimesini söyledikten sonra öldürebilir miyim? dedim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Hayır, onu öldürme! buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah: O, benim iki elimden birisini kesti, kopardı da tevhid kelimesini elimi kopardıktan sonra söyledi! dedim. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - Sakın onu öldürme! Eğer öldürürsen o, senin onu öldürmezden evvelki vaziyetindedir! (Çünkü müslümân olmuştur; kanı ma`sumdur, taarruzdan mahfuzdur). Sen de, onun söylediği tevhîd kelimesini söylemezden evvelki vaziyetindesin! (Çünkü kanın kısâs ile mubâh olmuştur.)