Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ` `dan önce) Alî`yi (ganîmet malının) beşte birini almak için (Yemen`e) Hâlid İbn-i Velîd`e göndermişti. Bu seferde ben de Alî`den hoşlanmaz oldum. Çünkü Alî (ganîmetten hissesine bir câriye almış, sabahleyin de) gusletmişti. Ben de sinirlenerek Hâlid İbn-i Velîd`e: Şu Alî`yi görmüyor musun (bak ne yaptı?) dedim. En sonu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna geldiğimizde Alî`nin bu hareketini Resûlullah`a da arzettim. Bunun üzerine Resûlullah: Ey Büreyde, Alî`ye sinirleniyor musun? buyurdu. Ben de: Evet! diye tasdîk ettim. Resûlullah: Hayır Alî`ye darılma!. Çünkü onun ganîmet malının beşte birindeki hissesi, aldığı câriyeden daha çoktur, buyurdu.