Ömer radiya`llahu anh`in şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Üç şey (hakkındaki dileğim), Allah(ın vahyin)e tesâdüf etti. Yâhud Rabbim (in vahyi) ben (im dileğim) e muvâfık oldu: 1) Yâ Resûla`llah Makam-ı İbrâhim`i namazgâh ittihâz etseniz, dedim. (Bunun üzerine: ... âyeti nâzil oldu) 2) Yine ben: Yâ Resûla`llah huzûrunuza (maslahat îcâbı) sâlih, fâsik kimseler giriyor. (Kadınlarla görüşüyorlar). Ümmehât-ı Mü`minîn`e (= mü`minlerin anaları olan kadınlarınıza) örtünmelerini emretseniz, dedim. Bunun üzerine de Allah hicâb âyetini gönderdi. 3) Ömer der ki: Bir kere Resûlullah`ın (kıskançlık gösteren) bâzı kadınlarına darıldığını duymuştum. Bunun üzerine onların yanına giderek: Kadınlar! Ya (bu hıçınlığa) nihâyet verirsiniz, yâhud iyi biliniz ki Allah, sizin yerinize Peygamber`ine sizden daha hayırlı kadınlar verir, dedim. Nihâyet Peygamber`in kadınlarından birisinin (Ümm-i Seleme`nin) yanına varmıştım. Kadın bana: Ey Ömer! Resûlullah kadınlarına öğüt veremez mi ki, sen onlara va`zetmeğe kalkışıyorsun? Öğüt vermeğe ne selâhiyetin var ki, burada bize akıl hocalığı ediyorsun? demişti. Bunun üzerine de Azîz ve Celîl olan Allah: (Ey kadınlar! Şâyet sizi Peygamber boşarsa onun Rabb`i gerektir ki Peygamber`ine sizlerden daha hayırlı öyle zevceler verir ki, onlar müsilm mü`min, itâatli, tevbekâr, ibâdetli, oruçlu, dul, bâkir kadınlardır) meâlindeki âyet-i kerîmeyi gönderdi.