Rivâyete göre Ebû Huzeyfe İbn-i Utbe İbn-i Rebîa İbn-i Abdi Şems -ki, bu Ebû Huzeyfe Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber Bedir gazâsında bulunmuştu. - Sâlim (İbn-i Ma`kıl) i oğul edinmişti. Nasıl ki Resûlullah da Zeyd`i oğul edinmişti. Ayni zamanda Sâlim`e, kardeşi Velîd İbn-i Utbe İbn-i Rebîa`nın kızı (Hind`i) nikâh etmişti. Halbukî Sâlim, Ensâr`dan (Sübeyte) kadının kölesi idi. Câhiliyet zamânında bir kimse birisini evlâd edinirse, halk evlâdlığı onun adiyle anardı. (Filânın oğlu filân derlerdi) ve evlâdlık, (neseb cihetiyle oğul gibi) o kimsenin mîrâsından istifâde ederdi. Bu töre, Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ: "Evlâtlıklarınızı (neseben) babaları adiyle çağırınız!" kavl-i şerîfini ... kelimesine kadar inzâl buyuruncaya kadar devâm etti ve bu âyetin nüzûlü üzerine artık âzâtlı köleler ve evlâdlıklar nesebî babaları adına iâde olundu. Bunlardan babaları bilinmiyenlerin de (eski efendisine) dinde dost ve kardeş oldu. Bu vaziyet üzerine Kureyşî, sonra Âmirî olan Süheyl İbn-i Amr`in kızı Sehle -ki, Ebû Huzeyfe`nin (öbür) karısıdır, (Sübeyte`nin de ortağıdır)- Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e geldi. Ve: "Yâ Resûla`llah! Biz Sâlim`i oğul edinmiştik. Halbuki Allahu Teâlâ evlâdlık hakkında bildiğiniz âyet-i kerîmeyi indirdi. (Şimdi ne buyurursunuz?)" diye sordu. (Buhârî`nin şeyhi) Ebû`l-Yemân bu hadîsi (müellif Buhârî`ye bu sûretle) rivâyet etti.