Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Müellefetü`l-Kulûb`dan) bir takım kimselere (dünyâlık) veriyordu. Bu, Sa`d da (orada) oturuyordu. Derken Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem içlerinden en ziyâde beğendiğim birini bıraktı. (Bir şey vermedi.) Bunun üzerine: "Yâ Resûlâ`llâh, filânı ne için bıraktın? Vallâhi onu ben mü`min biliyorum." dedim. "Öyle deme, Müslim (de.)" buyurdu. Bir müddet sustum. Nihâyet o adam hakkındaki ilmim bana galebe etti de (dayanamadım,) yine sözümü tekrâr ederek: "Filânı niçin mahrum bıraktın? Vallâhi onu ben, mü`min biliyorum." dedim. Yine "Öyle deme, müslim (de.)" buyurdu. Ben yine sustum. Lâkin o adam hakkındaki ilmim bana galabe etti. (Dayanamadım,) sözümü tekrâr ettim. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem yine o sözü tekrâr ettikden sonra buyurdu ki: Ey Sa`d, bir adama, Allah onu yüzü koyu ateşe atmasın diye başkasını daha ziyâde sevdiğim halde atâ (ve ihsân) `da bulunduğum olur.