Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ayakta hutbe îrâd buyururken Mescid(-i Şerîf)`e girip zât-ı Akdes-i Risâlet-Penâhîlerinden yağmur duâsı niyâzında bulunan kimseye dâir hadîs ki, (Buhârî`de) çok tekerrür etmiştir. Bu (radaki) rivâyetde ise [505 inci hadîsin ilk kısmında olduğu gibi duâ-yı Nebevî`yi müteâkıben hemen kuvvetli bir yağmurun başladığını söyledikten sonra Enes radiya`llâhu anh] şöyle demişdir: Altı gün artık güneş (yüzü) göremez olduk. Sonra öbür cum`a günü (yine) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ayakta hutbe îrâd buyururken (yine) o kapıdan biri girip ve (muvâcehe-i Nübüvvet-Penâhî`de) ayakta durup: "Yâ Resûla`llâh, hayvanlar helâk oldu, yollar da kapandı. Allâhu Teâlâ`ya, duâ buyur da artık bu yağmurları dindirsin" dedi. (Enes radiya`llâhu anh der ki:) Bunun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem mübârek ellerini kaldırdı ve: "İlâhî, etrâfımıza (yağsın,) üzerimize değil. İlâhî, bayırlara, dağlara, (büklere), tepelere, dere içlerine ve otlaklara yağdır" diye duâ buyurdu. Bunun üzerine (hemen) yağmur kesildi. Ve (namazdan) çıktığımızda güneşte yürüdük. [Hadîsi, Enes radiya`llâhu anh`den rivâyet eden Şerîk İbn-i Abdillâh dedi ki: İkinci hafta gelen adam, evvelki hafta gelen adam mıydı? diye Enes`den sordum. Bilmiyorum dedi].