Şöyle rivâyet edilmiştir: Ya`lâ, Ömer İbn-i Hattâb radiya`llâhu anh`e, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e vahiy geldiği sırada Resûl-i Ekrem`i bana gösteriniz! de (ye ricâ etmiş) di. Ya`lâ İbn-i Ümeyye diyor ki: - Bir kerre Resûl-i Ekrem, Ashâbından bir cemâat yanında bulunarak (Mekke`ye yakın) Ci`râne mevkiinde iken huzûruna birisi çıkageldi. Ve: - Yâ Resûlu`llâh! Güzel koku sürünmüş olarak Ömre için ihrâma giren bir kimse hakkında ne buyurursunuz? diye sordu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bir müddet sükût etti. Sonra kendisine vahiy gelmişti. Ömer radiya`llâhu anh Ya`lâ`ya işâret etti. Ya`lâ da geldi. (O sırada) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in üzerinde bir örtü, kendisini bürümüştü. Ya`lâ başını bu örtünün içine soktu. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (vahyin şiddetli ağırlığından) yüzü kızarmış bir halde gördü. Resûl-i Ekrem, nâimin mütereddid nefesi gibi teneffüs ediyordu. Sonra Resûl-i Ekrem`den (tedrîcen) bu hal sıyrıldı. Ve: - Hani ömreden suâl eden kimse nerede, buyurdu. Bunun üzerine (Huzûr-ı Saâdet`e) birisi getirildi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm: - Bedenine ve sevbine bulaşan kokuyu üç kere yıka, üzerindeki cübbeyi çıkar, (bu ihrâmı gey), haccında îfâ ettiğin ef`âl-i hac gibi ömrende de işle! buyurdu.