Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Hıcr-ı İsmâil`in cidârından sordum: - Yâ Resûla`llâh! Bu duvar Beyt`ten midir? dedim. Resûlullâh cevâben: - Evet, (cidar, Beyt`tendir) buyurdu. Ben yine sordum: - Kureyş`in bu Hıcr`ı Kâ`be`ye idhal ve ilhâka büdceleri kifâyet etmedi, (Beyt`i daralttılar) diye cevab verdi. Ben: - Kâ`be`nin kapısı niçin bu derece yüksektir? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - Senin kavmin dilediklerini Beyt`e koymak, dilediklerini de koymamak için, cevâbında bulundu. Sonra Resûl-i Ekrem: Yâ Âişe! Eğer kavmin Kureyş, câhiliyet devrine yakın olmasaydı ben, cidârı (Hıcr`ı) Beyt`e ilhâk etmek, Beyt`in kapısını da zemin (seviyesi) ne indirmek isterdim. Fakat böyle yapıldığında kaviminin kalbinin kırılmasından endîşe ederim, buyurdu.