(İbâdette iltizâm-i şiddet ettiğine dâir bir) hadîsi geçmişti. Bu rivâyette ise, Abdullah yaşlanıp da evvelki gibi ibâdette salâbet güç gelmeğe başlayınca: "Ne olurdu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in bahşettiği müsâadeyi kabûl etmiş olsaydım" dediği bildirilmiştir. Yine Abdullah İbn-i Amr`den bir rivâyette, Müşârün-ileyh: - Resûlullah, savm-i Dâvud`ı (bana) hikâye etti de: "Dâvud (düşmandan) kaçmazdı" buyurdu. Ben de: - Yâ Resûla`llah! Bana düşmandan kaçmamak hasletini kim te`mîn eder? diye sordum. (Resûl-i Ekrem: - O bir ihsân-ı ilâhîdir, buyurdu). Râvî (Atâ` İbn-i Ebî Rebâh) diyor ki: Sonra Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem iki kere: - Dâimâ oruç tutan kimse oruç tutmamıştır, buyurdu.