Abdullah bin Ömer henüz küçük bir çocuktu. Babasının, Hz. Peygamber (sav) ile bir yolculuğunda o da bulunmuştu.
Abdullah, babasının devesine binmişti. Deve, yeni binildiği için oldukça hızlıydı. Abdullah’ın devesi hep kafilenin önüne geçiyordu. Abdullah deveye söz geçiremediği için babası sürekli kafilenin önüne geçmek, deveyi geri çevirmek zorunda kalıyor, sık sık çocuğuna sesleniyordu: "Abdullah, kafilenin önüne geçme!"
Abdullah’ın devesi, tekrar tekrar kafilenin önüne geçince, baba oğlunu azarladı: "Abdullah, Allah’ın Rasûlü’nün (sav) önüne kimse geçemez."
Çocuğun azarlanması Hz. Peygamber’i (sav) üzmüştü. Babaya: "Şu deveyi bana satsana." dedi.
Baba, Hz. Peygamber’in (sav) bu isteği üzerine "Ey Allah’ın Rasûlü! O senindir" diyerek cevap verdi.
Hz. Peygamber bunu kabul etmedi ve isteğini tekrarladı. Bunun üzerine baba deveyi sattı. Deve artık Hz. Peygamber’indi (sav).
Devenin yeni sahibi, Abdullah’a seslendi: "Abdullah, artık deve senindir. Ona istediğin gibi binebilirsin!"