Bir gün Hazreti Ali sabah namazı için mescide giderken bir ihtiyara rastladı.
İhtiyara hürmet edip, önüne geçmedi. İhtiyarın arkasında ağır ağır yürüdü. Mescid kapısına geldiler. İhtiyar, içeri girmeyip geçip gitti.
Hazreti Ali, bu ihtiyarın Hıristiyan olduğunu anladı. Mescide girince Resûlullahı, Ashâb-ı Kiram ile cemaat hâlinde rükûya eğilmiş buldu. Hemen namaza katıldı.
Namazdan sonra Ashâb-ı Kiram Peygamber Efendimize, birinci rükûda çok beklemelerinin sebebini sordular.
Peygamberimiz buyurdu ki: - Âdet olan tesbihi söyleyip rükûdan kalkacak iken Cebrâil aleyhisselâm geldi. Başımı tutup rükûdan kalkmama engel oldu. Bunun hikmetinin ne olduğunu bilmiyorum.
Cebrâil aleyhisselâm Resûlullahın huzuruna gelip dedi ki: - Yâ Resûlallah, sen rükûdan kalkacağın zaman Allahü teâlâ bana buyurdu ki: "Var Habibimi tut! Rükûdan kalkmasın! Zirâ kulum Ali, yolda bir ihtiyarın sakalına hürmet edip, yavaş yürüyor. O da ilk rekâte yetişsin!"
Ben de sizi, Hazreti Ali gelinceye kadar rükûda tuttum.