Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Biriniz namazda uyuklarsa uyusun. Tâ ki ne okuduğunu bilsin." buyurduğu rivâyet olunuyor.
Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in her namaz vaktinde abdest al (mak mu`tâd-ı şerîfleri ol)dığı rivâyet olunuyor. (Ya siz nasıl yapardınız? suâline cevâben) Enes (radiya`llâhu anh): "(Bize gelince) her birimize hades vâkı` olmadıkca (bir vakitten ziyâde namaz için) bir abdest kifâyet ederdi." demiştir.
(Bir def`a) Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne, yâhud Mekke bahçelerinden birinin yanından geçiyordu. Kabirlerinde azab gören iki insanın sesini duydu. Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Bunlar azab görüyorlar. Hem de azab görmeleri büyük bir şey için değildir." buyurduktan sonra (yine devâm ederek): "Evet (günâhları büyüktür) biri, bevlinden istibrâ etmez (yâni sakınmaz) di, diğeri de koğuculuk ederdi." buyurdu. Ondan sonra yaprakları soyulmuş tâze bir hurma dalı istedi. Dalı iki parça etti. Her birinin kabri üzerine birer parça dikti. "Yâ Resûlâ`llâh, bunu ne için yaptın!" diye sordular. "Bunlar tâze kaldıkca belki (azapları) hafifler." cevâbını verdiler.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (kazây-ı) hâceti için dışarıya çıktığında kendisine su götürürdüm. O da onunla yıkanırdı.
A`râbî`nin biri mescid`(in bir tarafın) de durup bevletti. Oradakiler bağrıştılar. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem onlara buyurdu ki, bırakın (işini görsün)... sonra bevlinin üzerine bir kova su dökün. Zîrâ siz güçlük değil, kolaylık göstermek üzere meb`ûs olmuşsunuzdur.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e henüz taâm edemeyen (yâni süt emen) küçük bir oğlumu götürdüm. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem çocuğu kucağına oturttu. Çocuk (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in) rubasını bevletti. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) su isteyip (üstüne) azar azar döktü de yıkamadı.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kere Ensârdan) bir kavmin sürpüntülüğüne varıp ayakta su döktü. Sonra su istedi. Bir mıkdâr su götürdüm. Onunla abdest aldı.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den uzaklaştım. Bana işâret etti. Yanına vardım. Ve işini birinceye kadar (zât-ı şerîfini setr için) ardında durdum.
Bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "(Yâ Resûlâ`llâh,) birimiz, elbîse (si) üzerinde hayz (eseri) görürse ne yapsın buyurursun?" diye sordu. (Resûlu`llâl salla`llâhu aleyhi ve sellem): "Elbîsesini (eliyle) uvaladıktan sonra (üzerine) su döküp sıkar. Sonra azar azar üzerine su döker. Ondan sonra onunla namaz (ını) kılar." buyurdu.
Fâtıma bint-i Ebî Hubeyş (radiya`llâhu anhâ) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gelip: "Yâ Resûlâ`llâh, ben istihâzaya müptelâ bir kadınım. Temizlenemiyorum, namazı terk mi edeyim?" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Hayır, bu hayız değildir. Bir damar (dan gelen kan) dır. Senin (asıl) hayızın (ın başlama zamânı) geldiği vakit namazı bırak. Kesilme zamânı gelince de kanını yıkadıktan (ve iğtisâl ettikten) sonra namaz kıl. Ondan sonra (yine) o vakit gelinceye kadar her namaz için abdest al." buyurdu.