Biz, bir meyyit(imiz)in vefâtı üzerine üç günden ziyâde ihdâddan, (yâni yas tutmaktan) nehyolunurduk. Meğer ki (meyyit, kadının) zevci ola. (Zevc için) dört ay, on gün yas tutardık. (Yas içinde gözlerimize) sürme çekmez, (süs için) boyanmış kumaş giyinmezdik. Meğer ki (Yemen`in) Asb (denilen kumaşları) ola. Tuhr (yâni hayız kesilmesi) zamânında birimiz hayızdan yıkanmak istediğinde azıcık kust-ı azfâr kullanmasına ruhsat verilirdi. Bir de cenâzelerin ardınca gitmekten nehyolunurduk.
(Ensâr`dan) bir kadın Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`e hayızdan sonra (keyfiyet-i) guslü sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) nasıl yıkanacağını ta`rîf etti: (Sonra) bir tutam misk al da onunla temizlen." buyurdu. (Kadın: "Onunla nasıl temizleneyim?" diye sorunca: "Sübhâna`llâh, temizlen işte!" buyurdu. Bunun üzerine kadını tutup kendime (doğru) çektim ve: "Kanın izince gezdir." dedim.
Haccetü`l-Vedâ`da Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte ihlâl (yâni ihrâma girip yüksek sesle telbiye) ettim. Ben mütemetti olup hedy (yâni kurban) sevk etmiyenlerden biri idim. -Âişe (radiya`llâhu anha) âdetini görüp Arefe gecesi girinceye kadar tuhra dâhil olmadığını (îmâ eder söz) söyledi. (O gece): "Yâ Resûlâ`llâh, işte bu gece Arefe gecesidir. Ben ise Umre ile temettü" (yâni Umreyi niyyet) etmiştim" demiş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de ona: "Yıkanmak üzere saçlarını çöz, taran, Umrenden vazgeç buyurmuş." -Âişe (radiya`llâhu anhâ) der ki, ben de öyle yaptım. Haccı edâ ettikten sonra Hasbe gecesi (yâni Muhassab da bulunduğumuz gece kardeşim) Abdu`r-Rahmân`a emretti. Evvelki (başladığım) Umre`nin yerine (yeni bir) Umre`yi bana ten`îmden edâ ettirdi.
Hilâl-i Zi`l-Hicce`ye doğru (Medîne`den) çıktık. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Her kim Umre ile ihlâl etmek isterse (öylece) ihlâl etsin. Ben de eğer hedy sevketmemiş bulunaydım Umre ile ihlâl ederdim." buyurdu. Bunun üzerine kimi Umre ile, kimi de Hac ile ihlâl etti. -(Âişe radiya`llâhu anhâ bunu söyledikten sonra evvelki) hadîs (deki sözler) i söylepi gördüğü hayızdan bahsetti. Ve: "(Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) birâderim Abdu`r-Rahmân`ı benimle birlikte ten`îme yolladı. Ben de Umre ile ihlâl ettim. Ve bundan dolayı (keffâret olarak) ne kurban lâzım geldi, ne oruç, ne de sadaka." dedi.
Kadınlardan biri: "Kadın, tâhir olduktan sonra (hayız zamânında fevt ettiği) namaz (lar)ını kazâ etmeli mi?" diye sormuş. Âişe (radiya`llâhu anhâ): "Sen Harûriyye misin?" (ki böyle söylüyorsun). Biz, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (iken) âdet görürdük de bize bunu emretmezdi.", diğer rivâyette "Bunu yapmazdık." cevâbını vermiş.
Ümmü Seleme (radiya`llâhu anhâ bâlâdaki 206 ıncı hadîsde geçtiği üzere) Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte hamîle (yâni kadife yorgan) içinde iken âdet gördüğünü naklediyor. Bu rivâyette de Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sâim olduğu halde kendisini takbîl ettiğini (hadîsin râviyesi Zeyneb bint-i Ebî Seleme`ye) söylüyor.
İşittim, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki "Tâzelerle zevât-ı hudür ve hâizler çıkıp (mecâlis-i) hayrda ve mü`minlerin duâsında hazır bulunsunlar. (Yalnız) hâizler, namazgâhdan uzakca dursunlar. Biri: "Hâizlerde mi?" diye sordu. Ümmü Atıyye cevâben: "Bunlar Arafat`da, fülân ve fülân yerlerde hazır bulunmuyorlar mı?" dedi.
Biz (asr-ı celîl-i Risâlet`de kandaki) sarılığı ve bozluğu hiçbir şey (yâni mâni-i salât) addetmezdik.
Rivâyet olunuyor ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Safiyye (bint-i Huyeyy) radiya`llâhu anhâ`nın âdet gördüğünü haber vermiş. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Sakın bizi (yolumuzdan) alıkoymasın. Tavâf (-ı ifâda`y)ı sizinle birlikte acabâ etmemiş mi idi?" buyurdu. "Evet." dediler. "Öyle ise çıkınız." buyurdu.
Bir kadın lohusalığında vefât etti. Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem namazını kıldılar. (kılarken de bedeninin) ortası hizâsına doğru durdular.