Abdullâh İbn-i Amr`e, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem demiştir ki: Allâhu Teâlâ`ya en sevimli olan namaz, Dâvud (aleyhi`s-selâm)`ın namazıdır. Yine Allâhu Teâlâ`ya en sevimli olan oruç, Dâvud (Peygamberin) orucudur. Dâvud, gecenin yarısında uyurdu. Ve gecenin üçte birisinde namaz kılardı. Gecenin südüsünde yine uyurdu. Dâvud, bir gün oruc tutardı, bir gün de iftar ederdi.
Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in en ziyâde hoşlandığı ibâdet, devamlı olandı. Âişe`ye: Resûlullâh gece namazına ne zaman kalkardı? diye sorulmuş, o da: Horoz sesini işitince kalkardı, diye cevab vermiştir. Bir rivayette de Âişe: Resûl-i Ekrem, horoz sesi işitince kalktı, müteâkıben namaz kıldı, demiştir.
Sehar vakti onu, benim yanımda muhakkak uyur bulunurdu. Hazret-i Âişe (onu zamîr-i gâibiyle), Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`i kasdetmiştir.
İbn-i Mes`ûd demiştir ki: Bir gece ben, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber namaz kıldım. Resûl-i Ekrem mütemâdiyen kâim idi. (Bir derecede ki) en sonu ben, fenâ bir iş işlemeyi kurdum. Ne düşündüm? diye İbn-i Mes`ûd`a soruldu. İbn-i Mes`ûd: İstedim ki, ben oturayım da, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (ayakta yalnız) bırakayım.
"Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in namazı on üç rek`at idi" dediği rivâyet edilmiştir. İbn-i Abbâs (Bu namaz ile) gece namazı kasdetmiştir.
Hazret-i Âişe demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem gecenin (Bir kısmında) on üç rek`at namaz kılardı. Vitir namazı ile sabah namazının iki rek`at (Sünnet) i de bu sayıdan ma`dûd idi.
Hazret-i Enes demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem her aydan (o kadar günlerde) oruç tutmaz idi ki, biz (onu artık) o ayın hiç bir gününde oruç tutmıyacak zanneder idik. (Halbuki sonra o, geri kalan günlerde tamâmen veya kısmen oruç tutardı). Yine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem her aydan (o kadar günlerde) oruç tutar idi ki, biz onu artık orucu bırakmıyacak zannederdik. (Halbuki sonra o, geri kalan günlerde tamâmen veyâ kısmen iftar eder idi). Yine Resûl aleyhi`s-selâm`ı geceden bir kısmında senin namaz kılar görmek istemen boşa çıkmaz idi. (Muhakkak namaz kılar görürdün). Uyur görmek istemen de boşa çıkmazdı, (muhakkak uyur görürdün).
Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: Sizin biriniz (gece) uyuyunca Şeytan onun boyun köküne üç düğüm düğümler. Her düğüm (yerine): "Senin için uzun bir gece vardır, rahat uyu" (diyerek eliyle) vurur. O kimse uyanıp (Kur`ân okuyarak, tesbîh ve tehlîl ederek) Allâh`ı anarsa, bir düğüm çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Namaz da kılarsa, Şeytânın düğümlerinin hepsi çözülür. Artık o teheccüd sâhibi düğümü çözük ve gönlü hoş ve neş`eli bir halde sabâha dâhil olur. Fakat zikretmez, ve abdest alıp namaz kılmazsa gönlü kirli ve uyuşuk bir halde sabaha girer.
Abdullâh demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in huzûrunda birisi anıldı. Ve bu adam sabâha kadar uykuya dalar, namâza kalkmaz denildi de, Resûlullâh: "Öyle ise bunun kulağına Şeytân işemiştir" buyurdu.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Gecenin (üçte ikisi geçip de) son sülüsü kaldığında Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ (keyfiyyeti bizce meçhul bir halde) her gece dünyânın semâsına inerek buyurur ki: Hani bana kim duâ eder ki, onun duâsına icâbet edeyim! Benden kim hâcet ister ki, dileğini vereyim! Benden kim mağfiret diler ki, onu mağfiret edeyim!