Müşârün-ileyhin: - Tavâf-ı ifâzayi (hayızdan evvel) îfâ eden hâiz için (vedâ tavâfını terk ederek) memleketine dönmesine (taraf-ı Risâlet`ten) müsâade edilmiştir, dediğini rivâyet etmiştir. Sonra (aynı sened ile Tâvus) İbn-i Ömer radiya`llahu anhümâ`nın da: - (Evvelâ) hâiz kadın (tetühhür ve vedâ tavâfı etmedikçe) memleketine dönemez, dediğini işittiğini, bundan bir zaman sonra da: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem , hâize, vedâ tavâfını terke müsâade buyurdu" dediğini de işitip rivâyet etmiştir.
"Muhassab, menziline inmek, menâsik-i hacdan ma`dud değildir. (Belki) Muhassab, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in (ba`de`z-zavâl istirâhat için) nâzil olduğu bir mahaldir" dediği rivâyet edilmiştir.
(Nâfi`in rivâyetine göre): İbn-i Ömer, Mekke`ye gelirken Zîtuvâ mevkiinde geceler, sabah olunca Mekke`ye dâhil olurmuş. Minâ`dan dönüşte de Zîtuvâ`ya gelir, sabaha kadar orada gecelermiş ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in de burada beytûtet buyurduğunu yâd edermiş.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Ömre, kendisiyle öbür ömre arasındaki zaman içinde işlenilen (küçük) günâhlara keffârettir. (Kendisinde riyâ ve süm`a bulunmayan) hacc-ı mebrûrün de sevâbı, bâzı günahların afvına munhasır olmayıp Cennet (e dâhil olmak) dır" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Ravi`den hacdan evvel (îfâ edilen) ömre (nin hükmü) sorulmuş, o da : beis yoktur, diye cevâb vermiş, ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de haccetmezden evvel ömre etti, demiştir.
Diyor ki, bir kerre Urve İbn-i Zübeyr ile (Medîne de) Mescid (-i Şerîf) e girdik. Abdullah İbn-i Ömer`i Hazret-i Âişe`nin hücresine istinâd eder bir halde bulduk. Bâzı kimseler de Mescid`de Duhâ namazı kılıyorlardı. İbn-i Ömer`e, bunların Duhâ namazı için Mescid`e toplanmalarının hükmünü sorduk. İbn-i Ömer: - Bid`attir, diye cevâb verdi. Sonra Urve, İbn-i Ömer`e: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem kaç kere ömre etti, diye sordu. İbn-i Ömer: - Birisi Receb`de olmak üzere dört ömre eyledi, diye cevâb verdi. İbn-i Ömer`in bu son cevâbındaki hatâyı kendisine reddetmeği muvâfık bulmadık. (Bu sırada) biz, Ümmü`l-mü`minîn Âişe`nin, odasında misvâk kullandığını işitiyorduk. (Müsâadeleri alınarak girdiğimizde) Urve (halası sıfati) Âişe`ye: - Anneciğim! Ebû Abdurrahmân (Abdullah İbn-i Ömer)in ne söylediğini işittin mi? diye sordu. Hazret-i Âişe: - Ne söylüyor?, dedi. Urve İbn-i Zübeyr: - İbn-i Ömer, Resûullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in, birisi Receb`te olmak üzere dört ömre ettiklerini söylüyor, dedi. (Hazret-i) Âişe: - Allâh, Ebû Abdurrahmân`a rahmet etsin! Resûlullah`ın îfâ buyurduğu ömrelerin hepsine kendisi şâhid olmuştur. Halbuki Resûlullah Receb ayında kat`iyyen ömre etmemiştir, diye cevab verdi.
(Hassân`ın) rivâyetine göre (Katâde tarafından Hazret-i) Enes`e: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kaç ömre etti, diye sorulmuş. Enes İbn-i Mâlik cevâben: - Dört Ömre etti: 1) Hudeybiye ömresidir ki, Resûlullah`ı müşrikler (Mekke`ye duhulden) men` ettikleri zaman (Hicret`in altıncı yılı) Zilka `de`sinde, 2) (Kazâ) ömresidir ki, Resûlullah`ın Kureyş ile yaptığı müsâlehanâme târihinin gelen senesi Zilka `de`sinde, 3) Ci`râne ömresidir ki, zannedersem Huneyn ganîmetinin taksîmi senesi (olan sekizinci Hicret yılı) nda, (Katâde tarafından) Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem `in kaç haccettiği de Enes`ten soruldu, o da: - Bir haccetti, diye cevâb verdi. (İbn-i Hemmâm`ın) rivâyetine göre (Hazret-i) Enes şöyle cevâb vermiştir: - Resûlullah dört ömre etti: 1) Kureyş müşrikleri Resûl-i Ekrem`i Mekke`ye duhulden men` ettikleri sene ki Hudeybiyye ömresi, 2) Hudeybiyye`den sonra gelen senedeki (Kazâ ömresi), 3) (sekizinci sene) Zilka`de (sin) de Ci`râne ömresi, 4) Vedâ Haccı ile yaptığı ömredir.
"Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem haccetmezden evvel Zilka`de`de iki def`a ömre etti" dediği rivâyet edilmiştir.
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Abdürrahmân`a (hemşîresi Hazret-i) Âişe`yi devesinin arkasına bindirip Ten`îm`den (ihramlayarak) ömre ettirmesini emir buyurdu. Sürâka İbn-i Mâlik İbn-i Cu`şum da Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `e (Minâ`da), Akabe`de, Akabe cemresini atarken mülâkî oldu da: - Yâ Resûla`llah! Hac aylarında ömre yapmak. Zât-ı Risâlet-Penâhîlerine mi mahsustur? diye sordu. Resûlullah da: - Hayır, yalnız bize has değildir. Belki (hükmü umûmîdir), Kıyâmete kadar dâimîdir, buyurdu.
Hac hakkında Âişe radiya`llahu anhâ`nın hadîsi kesretle tekerrür etmiş ve tamâmı (nın rivâyeti) geçmiştir. Yine Âişe radiya`llahu anhâ`dan gelen bir rivâyete Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Âişe-i Sıddîka`ya ömre hakkında: "lâkin ömre (nin ecri) senin infâk (ının derecesi) ne, veyâhud (iltizâm ettiğin) tâb ü meşakkatin (nev`ine) göredir" buyurmuştur.