Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Medîne`nin (şarkî ve garbî şu) iki kara taşlığı arasındaki sâhaya hurmet etmek benim lisânımla (taraf-ı İlâhî`den) vâcib kılınmıştır. (Yine) Ebû Hüreyre demiştir ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `e Benî Hâris`e gelmişti. Resûl-i Ekrem bunlara: ey Benî Hârise, zannedersem siz de Harem sâhasından hârice çıktınız! demişti. Sonra (bunların Harem dâhilinde bulunduklarını hatırlayarak) hayır siz Harem dâhilinde mukîmsizin, diyerek iltifat buyurdu.
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Benim indimde (ahkâm-ı şerîatten mektûb olan) şey, yalnız Allahu Teâlâ`nın Kitâbıdır. Bir de Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `den (işitip yazdığım) şu sahîfedir. (Meâli şöyledir:) Medîne`nin şuraya (, Sevr dağına) kadar "Âir" (dağı) arası haremdir, vâcibü`l-ihtirâmdır. Kim ki, Medîne`nin bu harîmi dâhilinde Kitâb ve Sünnet`e muhâlif bir iş işlerse, yâhud ehl-i bid`ate yardım eylerse, Allah`ın azâbı, Melekler`in ilenci, bütün halkın nefreti bu mübtedi`ler üzerine olsun. Bunların ne tevbesi, ne de fidyesi kabûl olunur. Müslümanların emânı birdir; (bir müslimîn kâfire emânı, bütün mìslümanlarca sahîhtir, mu`teberdir). Alî (Hazretleri devamla) demiştir ki: Kim ki, bir müslümanın verdiği ahdi nakzederse, Allah`ın azâbı, Melekler`in ilenci, bütün halkın nefreti onun üzerine olsun. Onun ne farz, ne de nâfile ibâdeti kabûl olunmaz. Her kim de kendi mevâlîsinden ve efendilerinden başka bir kavmi velî ve efendi ittihâz ederse, bu kimse de Allah`ın azâbına, Melekler`in ilencine, bütün insanların nefretine uğrasın! Bu şuursuz kimsenin ne tevbesi, ne de adâleti kabûl olunmaz.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: (Rabb`ım tarafından) ben, bir karyeye (hicretle) emr olundum ki, o karye, kurâ-i âleme galebe eder, (onun şerâfet-i nûru âfâk-ı cihâna intişâr eder). (Münâfıklar) o karyeye "Yesrib" derler. (Hayır), o Medîne (-i kâmile) dir. Medîne (-i tâhire), eşhâs-ı habîseyi giderir, (dışına atar) demirci körüğünün demirin kirini giderdiği gibi.
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber Tebük (gazâsın) dan dönüp karşımızda Medîne görülünce Resûlullah`ın: "İşte Tâbe!" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: (Bir zaman gelecektir ki, nesl-i âtî) Medîne`yi şu bulunduğu hayr-ü letâfetiyle bırakacaklar da Medîne`de nihâyet rızkını arayan hayvanlardan, kuşlardan başka sâkin hiç bir insan bulunmayacaktır. Medîne`ye en son gelen ve koyunlarına sayha ederek giren Müzeyne kabîlesinden iki çoban olacaktır. Bunlar da Medîne`yi bomboş, vahşet-engîz bir halde bulacaklar ve "Seniyyetü`l-vedâ" a vardıklarıda bunlar da yüzleri üstüne düşeceklerdir.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Yemen (kıt`ası) feth edilecektir. Yemen fâtihleri hayvanlarını (Medîne`ye) sevk edip âilelerini ve etbâını yükleyecekler, (ve Yemen`e göç edecekler) dir. Halbuki bunlar bilseler, Medîne kendileri için hayırlı (bir vatan) dır. Şam (hıttası) da feth edilecektir. Şam fâtihleri de hayvanlariyle dönüp (Medîne`ye) gelecekler ve ehl ü etbâını yükleye (rek Şam`a göç ede) ceklerdir. Bunlar da bilseler ki, Medîne kendileri için hayırlı (bir me`vâ) dır. Irak (havâlîsi) de feth edilecektir. Irak fâtihleri de (kerban hâlinde) hayvanlarını sürüp gelecekler, âile ve etbâını yükleye (rek Irak`a hicret ede) ceklerdir. Bunlar da bilseler ki, Medîne (-i Tâhire) kendileri için hayırlı (bir vatan)dır; (Medîne`den ayrılmazlardı).
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Yılan yuvasından toplandığı gibi (ehl-i) îmân da Medîne`ye toplanır" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Medîne ahâlîsine bir kimse mekr ü cinâyet etmek istemez mi, muhakka o şahs-ı mekkâr, tuzun suda eridiği gibi erir (, mahvolur)." buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir.
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir def`a) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem yüksek bir mahalden Medîne evleri arasından yükselen köşklere bakarak: "Benim gördüğüm mehâliki siz görebiliyor musunuz?. Ben, evlerinizin aralarına dökülen fitne ve felâket mahallerini şiddetli yağmur sellerinin açtığı yarlar gibi (gözümle) görüyorum" buyurdu.
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in: "Medîne`ye Mesîh Deccâl`ın (değil kendisi) korkusu (bile) giremeyecektir. O fitne günlerinde Medîne`nin yedi kapısı olacak, her kapıda (muhâfız) iki Melek bulunacaktır" buyurduğu rivâyet edilmiştir.