Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Allah bir kavme azâb indirince, o kavim içinde bulunan (sâlih, fâsık) her ferde azâb isâbet eder. Sonra (Kıyâmet gününde) herkes kendi amellerine göre ba`s olunurlar (sâlihler mükâfatlanır, fâsıklar azâb olunurlar).
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nifak ancak Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında mevcut idi. Bugün ise nifâk, îmânından sonra küfürdür.
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Hicaz kıt`asında bir ateş çıkmadıkça Kıyâmet kopmıyacaktır. Öyle bir ateş ki, Busrâ`daki develerin boyunlarını ziyâlandıracaktır.
Rivâyet olunduğuna göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Fürat (nehrinin suyu çekilerek) kıymetli altın hazînesini açıklaması zamânı yaklaşıyor. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey alma(ya uğraşma)sın! (Çünkü ihtiyar dünyânın ömrü sona ermiş bulunacaktır).
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: İki büyük (İslâm) ordusu biribiriyle harbetmedikce Kıyâmet kopmıyacaktır. Bu iki câmianın ikisi de bir iddiâda oldukları (ikisi de İslâm ve hak iddiâsında bulundukları) halde aralarında büyük bir harb olacaktır. Yine böyle Kıyâmet kopmıyacaktır, otuza yakın yabancı, mel`ûn deccaller türemedikçe. Bu deccalların hepsi, ben Allah`ın Peygamberiyim iddiâsında bulunacaklardır. Yine Kıyâmet kopmıyacaktır, (hakîkî ulemânın vefâtiyle) İslâmî ilim inkırâza uğramadıkça, zelzeleler çoğalmadıkça, zaman takarüb edip gece ile gündüz bir olmadıkça, fitneler zuhûr etmedikçe, adam öldürmek vak`aları çoğalmadıkça. Yine Kıyâmet kopmıyacaktır, aranızda mal çoğalıp sel gibi akmadıkça, bir derecede çoğalacak ki, mal sâhibi malının zekâtını kim kabûl eder? Diye endîşelenecek. Hattâ mal sâhibi bâzı kimselere zekât vermek isteyecek, fakat zekât arzettiği kimse: Benim zekâta ihtiyâcım yok, diyecek. Yine böyle Kıyâmet kopmıyacak, halk yüksek kâşâneler yapmak yarışına çıkmadıkça, ve bir kimse öbür kimsenin kabri yanından geçerken: Keşki bunun yerinde ben olaydım, diye (ölümü temennî etmedikçe). Yine böyle güneş batı tarafından doğup, nâs bu (tabiat hilâfı) hâdiseyi görünce toptan îmân edecekler. Fakat bu îmân, evvelce îmân etmemiş olan, yâhut îmânında hayır ve fazîlet kazanmıyan kimselerin îmanları kendilerine fayda vermediği bir zamandır. Muhakkak ki Kıyâmet şüphesiz kopacaktır. Hem de (alım, satım için) bâyi` ile müşteri aralarında elbîse açacaklar da bey` ve şirâ tamâm olmadan (ansızın) Kıyâmet kopacak da o libâsın dürülmesi mümkün olmıyacaktır. Yine muhakkak Kıyâmet kopacaktır. Hem de sağmal devesinin südünü sağıp gelen kişiye südü içmek nasîb olmadan (ansızın) kopacaktır. Yine Kıyâmet şüphesiz kopacak, hem de kişi havuzunu sıvâyıp tâmir edecek, fakat Kıyâmet ansızın kopacak da havuzun suyunu kullanmak nasîb olmıyacak. Kıyâmet muhakkak kopacak, hem de ta`âm etmekte olan kişi lokmasını ağzına götürecek, Kıyâmet ansızın koparak yemek nasîb olmıyacak.
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ey Ashâb`ım! Vâlilerinizin, kumandanlarınızın emirlerini dinleyiniz ve onlara itâ`at ediniz; üzerinize ta`yîn olunan vâli, başı siyah kuru üzüm gibi saçlı Habeşî bir köle olsa bile.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Muhakkak ki siz, emârete (cah ve mansıba) çok hırslısınız. Halbuki (fenâ idâreciler için) emâret, kıyâmet gününde nedâmet olacaktır. O cah ve mansıb ne güzel süt anadır (emmekle doyulmaz) fakat (azil de) memeden fenâ bir ayrılıştır (ki, hüznü çekilmez).
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: Bir kul ki, Allah onu halkı görüp gözetmek üzere vâli kılar da o, hayır-hâhâne irşâdiyle halkı muhâfaza etmezse, elbette o kişi Cennet kokusu koklayamıyacaktır.
Rivâyetine göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem, şöyle buyurmuştur: Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.
Rivâyete göre, (Basra`da Tâbi`î âlimlerinden Safvân ile ashâbı Cündüb`ün yanına oturub onlara nasîhat ederken Cündüb`e, Resûlu`llah`dan duyduklarını söylemesini ricâ etmeleri üzerine Cündüb`ün): Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur: Her kim duyulsun diye (dünyâda) bir iş işler (de riyâkârlık eder)se Kıyâmet gününde Allah da onun fezâhatini duyurur. Yine Resûl-i Ekrem: Her kim de (dünyâda) halka meşakkat ve zahmet verirse, Allah da Kıyâmet gününde o kimseyi azâb ile cezâlandırır, buyurdu. Bunun üzerine Tâbi`î ricâli: Daha vasıyet et, diye Cündüb`e ricâ etmeleri üzerine o da şöyle demiştir: İnsanın (öldükten sonra) ilk önce teaffün eden cihâzı karnıdır. Her kim şüpheli kazançlardan çekinip yalnız halâl lokma ile geçinmeğe gücü yeterse, bunu yapsın. Her kim de kendisiyle Cennet arasını (haksız yere) döktüğü kanla dolu eliyle ayırmamağa gücü yeterse bunu da yapsın!