Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kıyâmet günü halk mahşer yerinde (izdihamdan, şiddetten, güneşin yaklaşmasından) terliyecektir. Bir derecede ki, dökülen ter tâ yetmiş zirâ` derinliğinde yere geçecek ve onların ağızlarına yükselib gemliyecek hattâ kulaklarına yükselecektir.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem: "Kıyâmet günü insanlar arasında verilen ilk hüküm kan da`vâları hakkındadır. (Her maktul duruşmaya başını yüklenerek gelir. Rabbim bu adama sor, beni niçin öldürdü?) der" buyurmuştur.
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ehl-i Cennet Cennet`e, ehl-i Cehennem Cehennem`e (ayrılıb) gidince ölüm (mefhûmuna, gürbüz bir koç sûretinde vücud verilerek) getirilir. Tâ Cennetle Cehennem arasında yatırılarak kesilir. Sonra bu münâdî: Ey ehl-i Cennet artık ölüm yoktur, ey Cehennem halkı ölüm yoktur! Diye i`lân eder. Ehl-i Cennetin ferâhına bir ferah daha ziyâde olunur, ehl-i Cehennem`in de hüzün ve kederine bir hüzün daha yüklenir.
Rivâyete göre, Resûla`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: Allah Tebâreke ve Teâlâ ehl-i Cennet`e: - Ey ehl-i Cennet! Diye hitâb eder. Onlar da: - Ey Rabbimiz! Ferman buyurunuz, emrinizi îfâya her zaman hazırız ve ubûdiyyette dâimiz, derler. Cenâb-ı Hak: - Nasıl, şu hâlinizden râzı mısınız? Buyurur. - Rabbimiz! Nasıl râzı olmayalım. Sen bize hiç bir kimseye vermediğin bunca ni`metleri ihsan buyurdun. - Size ben bunlardan daha şerefli bir ni`met vereceğim. - Rabbımız, bu ni`metlerden daha kıymetli nasıl bir ni`met olabilir ki? - Sizden râzı ve hoşnut olmaklığımın şerefi size lâyık kılındı. Artık bundan böyle ebedî size darılmıyacağım.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem: "(Kıyâmet gününde) kâfirin iki omuzu arası sür`atli bir süvâri yürüyüşü ile üç günlük mesâfedir" buyurmuştur.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Bir kısım halk kendilerine Cehennem ateşi dokunduktan sonra, sîmâları kırmızımsı siyah bir renkte olarak Cehennem`den çıkıp Cennet`e girecekler de bunları ehl-i Cennet cehennemlikler diye çağıracaklardır.
Rivâyete göre, Hazret-i Nu`mân Resûlu`lalh Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: Kıyâmet gününde ehl-i cehennemin azâb cihetiyle en hafif cezâ göreni o kimsedir ki, onun iki ayağı altının çukurlarına iki ateş parçası konulacak, bunların te`sîriyle onun beyni bakır tencere ve kumkuma gibi kaynayacaktır.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Hiç bir kişi Cennet`e giremiyecektir, ancak o, dünyâda günâh işlediyse muhakkak Cehennemdeki makkarını görecektir. Tâ ki Cennet`e girdiği zaman bu ni`mete ziyâde şükür ede. Hiç bir kişi de Cehennem`e giremiyecektir. Ancak o, dünyâda sevâb işlediyse Cehennem`e girmezden önce muhakkak Cennetteki ebedî makamını görecektir. Tâ ki (Cehennem`de bulunduğu müddetce) Cennet`teki makamına mütehassir olsun (Cehennem âzâbını iyice tatsın).
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Benim (Cennet`teki) havuzumun (zâviyeleri müsâvî) bir aylık mesîre genişliğindedir. Onun suyu sütten beyazdır, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da gökyüzünün yıldızları gibi çoktur. Ondan içen kimse hiç susamaz.
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem: "Önünüzdeki havuzun Cerbâ` ile Erzuh arasındaki mesâfe gibidir" buyurmuştur.