(Biz) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kılardık da bâzılarımız sıcağın şiddetinden dolayı (büründüğü) sevbin bir ucunu secde yerine yayardı.
"Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, na`leyni ayağında namaz kılar mıydı?" diye sorulup. "Evet." cevâbını verdiği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor ki, (bir def`a) su döktükten sonra abdest aldı ve mestleri üzerine meshetti. Sonra kalkıp namaz kıldı. (Niçin böyle yaptın? diye) sordular. "Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in böyle yaptığını gördüm (de onun için)." cevâbını verdi. Râvî der ki: Bu hadîs pek hoşlarına giderdi. Çünkü Cerîr (Sahâbe içinde) en son Müslümân olanlardan biridir.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (edâ-i) salât (esnâsında secde) ederken koltuklarının aklığı görünecek derecede bâzûlarının arasını aç(ıp beden-i şerîfini yerden uzak tut)arlardı.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Her kim bizim (şu) kıldığımız namazı kılar, kıblemize karşı durur, kestiğimizi yerse; Allâh`ın, Resûlu`llâh`ın ahd ü emânını hak eden Müslüman işte odur. (Artık) Allâh`a (ve Resûlüne) karşı (öyle olan bir kimsenin) ahd ü emânına hiyânet etmeyiniz."
(Sened-i muttasıl ile) mervîdir. Ravi`ye "Eğer bir kimse umre niyyetiyle Beyt-i Şerîf`i tavâf eder de Safâ ile Merve beyninde dolaşmaz (yâni sa`y etmez) se (ihramdan çıkıp) karısına mukarenet edebilir mi?" diye sorulmuş. O da şöyle cevap vermiş: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (Umre için Mekke`yi teşrîfinde) Beyt-i Muazzam`ı yedi kere tavâf buyurdu ve Makâm (-ı İbrâhim)in arkasında iki rek`at namaz kılıp Safâ ile Merve arasında sa`y etti idi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem sizin için güzel bir nümûnedir."
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, Beyt(-i Muazzam`ın için)e girdiği zaman bütün (cihât ve) nevâhîsinde duâ buyurup çıkıncaya kadar namaz kılmadı. Çıkınca Kâ`be`nin önünde iki rek`at kıldı. Ve "Kıble işte budur." dedi.
Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Medîne`de) on altı, yâhud on yedi ay Beytü`l-Makdis`e doğru namaz kıldıklarını rivâyet eder ki, bu (hadîs) evvelce geçmişti. (Rivâyetlerin) ikisi beyninde lâfzan tehâlüf vardır.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (nâfile) namazı (seferde) devesi üstünde -deve nereye isterse teveccüh etsin- kılar, bir farz (namaz)ı niyyet buyurduğunda ise inip Kıble`ye dönderdi.
(Bir def`a) Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (bize) namaz kıl(dır)dı. İbn-i Mes`ûd`dan rivâyet eden Alkame (b. Kays-i Nehal)den rivâyeten (hemşîre-zâdesi) İbrâhîm (b. Yezîd-i Nehal): "Amma (namazı) artık mı, eksik mi kıldırdı bilemiyorum." ded(ikten sonra İbn-i Mes`ûd`un lâfzını rivâyete dönerek ded)i ki: (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) selâm verince biri ona: "Yâ Resûlâ`llâh, namaz hakkında yeniden (vahiy, falan gibi) bir şey mi geldi?" diye sordu. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem): "(Yok) neden sordun?" deyince: "Yâ Resûlâ`llâh, şöyle böyle kıl(dır)dın da ondan." dediler. Bunun üzerine (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz hemen teşehhüd vaz`ını almak üzere) iki bacağını kıvırdı. Ve Kıble`ye karşı yönelip iki secde ettikten sonra selâm verdi. (Mübârek) yüzünü bize dönünce buyurdu ki: Namaz hakkında yeniden (vahiy, filân gibi) bir şey gelmiş olaydı (muhakkak) size (evvelce) haber verirdim. Lâkin ben de (nıhâyet) sizin gibi beşerim. Siz unuttuğunuz gibi (ben de) unuturum. (Bir şeyi) unuttuğum zaman (tesbîh ve sâire ile) bana hatırlatınız. İçinizden biri namazda şekkedecek olursa savâbı taharrî edip (savaptır diye verdiği karâra binâen) namazını tamamlasın. Sonra selâm verip ondan sonra da iki kere secde etsin.