Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Musallînin önünden geçen kimse, üzerine ne kadar (günah) aldığını bilse o (musallî)nin önünden geçmektense kırk (bilmem ne kadar zaman yerinde) durmayı daha hayırlı bulur. Râvî der ki: Kırk gün mü, ay mı, yoksa yıl mı dedi? bilemiyorum.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem, ben onun firâşında aykırı yat(ıp uyu)duğum halde (bana doğru) namazını kılar ve Vitri kılmak istediği sırada beni de uyandırır dı. Vitri onunla birlikte kılardım.
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki,) Zeyneb bint-i Resûlullâl salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Ebü`l-Âs İbni`r-Rebî b. Abd-i Şems (radiya`llâhu anh) den kerîmesi Ümâme`yi Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem taşıyarak namaz kılar ve secdeye vardıkca (yere) bırakıp (secdeden) kalktıkca tekrar taşırdı.
Ravi`nin, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem üzerine (küffâr-ı) Kureyş tarafından döl eşi atılması üzerine, aleyhlerinde duâ buyurulduğu hakkındaki rivâyeti ki, yukarıda (177. hadîsde) geçmişti. Burada (ki rivâyete nazaran) da (hadîsin sonunda) şöyle demiştir: Sonra (Umâreti`bni`l-Velîd hâric olmak üzere) bunları Kalîb`e, yâni Bedir`deki çukura sürüklediler. Sonra Resulullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ashâb-ı Kalîb`in hemen ardından lâ`net gönderildi." buyurdu.
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki, Irak`ta (iken) bir gün Muğîre b. Şu`be radiya`llâhu anh`in yanına girdi ki, (o gün Muğîre nasılsa İkindi) namazını geç vakte bırakmıştı. Ona dedi ki: Yâ Muğîre, bu (yaptığın) nedir? Bilmiyor musun ki, Cibrîl (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) inip namaz kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra (bir daha) kıldı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de (ardında bir daha) kıldı. Sonra: "(İşte) bununla emrolundum." dedi.
Şöyle demiştir. (Bir gün Emirü`l-Mü`minîn) Ömer radiya`llâhu Teâlâ anh`in yanında oturuyorduk. "Resûlullâhu aleyhi ve sellem`in fitne hakkındaki sözlerini (bakalım) hanginiz bellemiş?" diye sordu. Dedim ki: Ben. Hem de nasıl söylediyse öylece. (Ömer): "Ona, yâhud buna karşı (Amma da) cür`etin varmış!" dedi. Dedim ki: İnsanın ehli, malı, evlâdı, komşusu yüzünden dûçâr olduğu fitneye namaz, oruç, sadaka, emir (bi`l-ma`rûf), nehiy (ani`l-münker) keffâret olur. "Hayır, (sormak) istediğim bu (fitne) değil, deniz nasıl kudurursa öylece kuduran fitnedir." dedi. (Bunun üzerine Huzeyfe): "Yâ Emîre`l-Mü`minîn, o fitneden sana bir şey yok. Çünkü muhakkak seninle onun arasında kilitli bir kapı vardır." dedi. Huzeyfe der ki: (Ömer): "Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" diye sordu. "Kırılacak." dedim. "Demek ki (tâ Kıyâmete kadar) kilitlenemiyecek." dedi. Huzeyfe`ye biri: "Ömer kapıyı biliyor muydu?" diye sordu. "Evet, yarından evvel bu akşamın geleceğini bildiği gibi (biliyordu.) Benim ona söylediğim sözde yalan yanlış yoktur." dedi. "Ya kapı kimdir?" diye sordular. "Ömer (in kendisi) dir." cevâbını verdi.
(Bir def`a) bir kimse (yabancı) bir kadından bir bûse aldı. (O adam) Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip keyfiyyeti haber verdi. Allâhu Azze ve Cel Hazretleri ... âyet-i kerimesini inzâl buyurdu. O kimse: "Yâ Resûlâllâh, bu yalnız benim için mi?" diye sordu. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de: "Ümmetimin âmmaten, kâffeten hepsi içindir," buyurdu. (Buhârî`nin) yine İbn-i Mes`ûd`dan olan diğer rivâyâtında: "Ümmetimden bununla âmil olan (herkes) içindir." denilmiştir.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e: "Amellerin hangisi Allâha daha sevglidir?" diye sordum. "Vaktinde (kılınan) namaz." buyurdu. "Sonra hangisi?" dedim. "Birr-i vâlideyn." buyurdu. "Sonra hangisi? dedim. "Allah yolunda cihâd." buyurdu. (İbn-i Mes`ûd) der ki: Bunları Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bana söyledi. Daha ziyâdesini soraydım yine bana haber verecekti.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim (Bir def`a): "Söyleyin, birinizin kapısı önünde bir akar su bulunsa (sâhib-i hâne de) günde beş def`a içinde yıkansa, ne dersiniz? (vücûdünün) kirinden, pasından bir şey bırakır mı?" buyurdu idi. "Hayır, hiçbir kir, pas bırakmaz, hiçbir şey bırakmaz." dediler. (Bunun üzerine) buyurdu ki: Beş (vakit) namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allâhu Teâlâ günahları yıkar, siler.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Secde ederken (secdenizi) yolunda yapınız. (Namaz kılan kimse) kollarını köpek gibi yere yaymasın. Tükürdüğü vakit de ne önüne, ne sağına tükürsün. Çünkü o, Rabbi ile münâcât ediyor.