Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Müezzin sesinin yetiştiği yere kadar ins, cin, (hattâ) hiçbir şey yoktur ki (ezânı) duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin için (hüsn-i) şahâdette bulunmasın.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem bir kavmin üzerine bizi gazâya götürdüğü vakitlerde sabah olmadıkca bize hücûm ettirmezdi. (Sabah olunca) beklerdi: Ezan (sesi) işitirse (harpten) vazgeçerdi. Ezan (sesi) işitmezse kendilerine baskın ederdi.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Müezzinin) nidâsını işittiğinizde, (siz de) onun dediği gibi deyiniz.
Müşârün-ileyhin (birgün ezan okunurken) müezzinin dediklerini ... ye kadar tekrâr etmiş, (müezzin) ... dediği vakit ... demiş, (ondan sonra da): "Peygamberiniz salla`llâhu aleyhi ve sellem`in işte böyle söylediğini işittim." dediği (sened-i muttasıl ile) rivâyet olunuyor.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim ezânı işittiği zaman ... derse kıyâmet gününde benim şefâatim ona râygân olur.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Nâs, ezan (okumak) da ve saff-ı evvelde (bulunmakta) ne (bereketler, hayır)lar olduğunu bilseler de (onlara nâil olmak için) kur`a atmaktan başka çâre bulamasalar kur`a atarlar. (Her namazın) ilk vaktinde (ki cemaatler) de olan (fazîlet)i bilseler (onlara yetişmek için) yarış ederler. Yatsı ile sabah (cemâatlerin) deki Eltâf-ı İlâhiyyeyi bilseler emekliye emekliye, (yâhud sürtüne sürtüne) de olsa onlara gider (terketmez)ler.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bilâl, ezânını gece okuyor. İbn-i Ümmi Mektûm ezân okuyuncaya kadar yiyip içiniz. (İbn-i Ömer radiya`llâhu anhümâ, yâhud aradaki râvîleriden biri) der ki: İbn-i Ümmi Mektûm a`mâ bir kimse idi. Kendisine: "Sabah oluyor." denmedikce ezan okumazdı.
Müezzin sabah vaktini bekleyip sabah belir(diğini gör)ünce Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (farz) namaz ikâme olunmazdan evvel (hemen) hafif iki rek`at (namaz) kılardı.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bilâl`in ezânı hiç birinizi sahûrundan alıkoymasın. Çünkü o, (henüz) gece (iken) ezân okur. Tâ ki (namazda) kâim olanınızı (kıyâmından artık sabah yaklaşıyor diye) vaz geçirsin. Uykuda olanınızı da uyandırsın. Fecir böyle değildir. Tâ böyle olmayınca (fecir olmaz). (Râvî) der ki: (Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Efendimiz Hazretleri böyle değildir derken mübârek) parmaklarını yukarıya kaldırıp baş aşağı dikti. (Tâ böyle olmayınca derken de) sebbâbelerini (yâni şahâdet ve orta parmaklarını üst üste bindirip sağa sola uzatmak sûretiyle işâret buyurdu.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem üç kere: "Her iki ezân (yâni her ezân ile ikâmet) arasında (kılmak) isteyen için bir namaz vardır." buyurdu. (Yine Abdullâh b. Mugaffel`den gelen) diğer rivâyette de: "Her iki ezân arasında bir namaz vardır, her iki ezân arasında bir namaz vardır." buyurduktan sonra üçüncüsünde: "İsteyen için." (sözünü ilâve) buyurdular.