Kavmimden ben on kişi ile berâber Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in yanına gelmiştim. Nezd(-i âlîler) inde yirmi gün kaldık. (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem mü`minlere) rahîm idi. Rıfk ile mecbûl idi. Ehl ü ıyâlimizi özlediğimizi görünce bize: "Haydin (kendi ehlinizin yanına) dönünüz. Yanlarında bulununuz. Onlara (dîni) öğretiniz. (Beni nasıl namaz kılar gördünüzse öylece) namaz kılınız. Namaz (vakti) geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En yaşlınız da size imam olsun." buyurdu.
İki kimse seferi niyet ederek Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in nezdine (vedâa) geldiler. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Buradan çıktığınızda (her namaz vakti geldikçe) ezân okuyunuz. Sonra ikâmet ediniz. Sonra en yaşlınız imâm olsun." buyurdu.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem seferde iken soğuk, yâhud yağmurlu gecede müezzine ezân okumasını ve ardından da: "Haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerlerde kılınız." diye nidâ etmesini emrederdi.
(Bir def`a) biz Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namazda iken bir çok kimselerin koşuşma (ve haykırışma) seslerini duydu. Namazı kıldırdıktan sonra: "Ne oluyorsunuz?" diye sordu. "Namaz(a yetişmek) için acele ettik" dediler. Buyurdu ki: (Hayır,) öyle yapmayınız. Namaza geldiğinizde (vakar ve) sekînetden ayrılmayınız. (Ağır ağır yürüyünüz). Namazın yetiştiğiniz kadarını (imam ile berâber) kılar, fevt ettiğinizi de sonra yalnız) itmâm edersiniz.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Namaz ikâme edildiği vakit beni (hücremden çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız. (Sekînet üzere olunuz)" buyurdu.
(Bir def`a yatsı) namaz(ı) ikâme edilirken Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem mescidin bir tarafında biri ile yavaş yavaş konuşuyordu. Cemâat(in bir takımı) uyuklayıncaya kadar (sözü uzattı ve) namaza durmadı.
(Senedi muttasıl ile) ravi, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Nefsim yed-i kudretinde olan Allâh`a kasem olsun, içimden öyle geçiyor ki, (bir çok) odun yığdırayım. Sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim de birine cemâate imam olsun diyeyim. Sonra o cemâati bırakıp (namaza gelmeyen) kimselerin üzerlerine gidip evlerini (kendileri içerde iken) yakıvereyim. Nefsim yed-i kudretinde olan Allâh`a kasem ederim ki, (cemâatten) bu (geri kala)nların her hangisi (burada) semiz etli bir kemip parçası, yâhud iki tâne a`lâ paça bulacağını aklı kesse (hemen) yatsıya gelir.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece efdaldir.
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Cemâatle kılınan namaz, birinizin yalnız başına kıldığı namazdan yirmi beş derece efdaldir. Gece melâikesi ile gündüz melâikesi de salât-ı fecirde buluşurlar.
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki, namazdan dolayı nâsın en büyük ecre müstahak olanı (mescid-i cemâata) derece derece uzaktan yürüy(üp gel)enleridir. İmâm ile berâber kılayım diye namaza muntazır olan kimse de (hemen) kılıp yatıverenden daha büyük ecre nâil olur.