Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in zevci Âişe radiya`llahu anhâ`dan rivâyet olunduğuna göre, Hamza İbn-i Amr-i Eslemî Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - Seferde oruç tutayım mı, diye sormuş; müşârün-ileyh çok oruç tutarmış. Resûlullah: - Dilersen tut, istersen iftar et! diye cevab vermiştir.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (feth-i Mekke seferinde) Ramazan`da çıkıp oruç tuttuğu ve "Kedîd" e geldiğinde iftar edip nâs da iftar eylediği rivâyet edilmiştir.
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz, bâzı seferlere Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber (Ramazan`da) sıcak bir günde çıktık. Herkes harâretin şiddetinden elini başına koyuyordu. İçimizde Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile İbn-i Revâha`dan başka oruçlu kimse yoktu.
Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir seferde idi ki, o, halkın izdihâmını ve birisini (güneşten) gölgelediklerini gördü. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm: - Bu adamın zoru nedir? diye sordu. Ashâb-ı Kirâm: - Oruçludur yâ Resûla`llah! dediler. Resûlullah: - Seferde (böyle meşakkatle) oruç tutmak (matlub) ibâdet cümlesinden değildir, buyurdu.
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber biz, sefer ederdik; oruçlu oruçsuzu, oruçsuz da oruçluyu ayıpbalazdı" dediği rivâyet edilmiştir.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in "Kim ki üzerinde oruç (borcu) varken ölürse, müteveffânın velîsi kendisinden (niyâbeten) oruç tutar" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (mechul) birisi geldi. Ve: - Yâ Resûla`llah! Anam, üzerinde bir kaç oruç borcu varken vefât etti. Ondan niyâbeten bu borcu ben kazâ edeyim mi? diye sordu. Resûlullah: - Evet sen kazâ et!. Hem, Allah`a olan borç, başka borçlardan ziyâde ödenmeğe lâyık ve müstehaktır, buyurdu.
İbn-i Ebî Evfâ radiya`llahu anh`in hadîsi ve Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in (Bilâl`e: Râhilenden) in, bana sevîk karıştır!, buyurduğu yakında geçmişti. İbn-i Ebî Evfâ`nın buradaki rivâyetinde Resûlullah: "Geceyi şu (Meşrık) tarafından ikbâl eder gördüğünüzde bu an, oruçlunun iftar vaktidir" buyurmuş, ve parmağiyle Meşrık cihetine işâret etmiştir.
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: (Sâim) insanlar, iftar etmeyi (sünnete imtisâl ederek) evdikleri, (sehûru ve te`hîr ettikleri) müddetçe dâimâ hayır ile yaşarlar, buyurdu.
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında bir yağışlı günde biz iftar ettik; sonra da güneş doğdu" dediği rivâyet edilmiştir.